: "width=1100"' name='viewport'/> ÖZLEM ÇORAPÇI AYDEMİR HİKAYELERİ: GECEMİN YILDIZI 45. BÖLÜM xgbtipjytrul.ozlemaydemir.com.

20 Eylül 2016 Salı

GECEMİN YILDIZI 45. BÖLÜM




"Sarhoşsun Hatun"

2 yıl sonra

O mükemmel düğünün ardından neredeyse 2 yıl geçmişti. Her şey mükemmeldi. Selim ile Elif güzel bir ilişkiye başlamıştı. Elif gerçekten çok zor zamanların ardından Selim ile bir olmuştu. Biz Amerika’dan geldiğimizde onun o solgun ve yorgun halinin nedeni hamile olmasıydı. Bu mükemmel bir haber olmasına rağmen çok kötü bir haber daha almıştık. Elif aynı zamanda göğüs kanseriydi. Hastalığı ikinci evresindeydi ve ne yapacağını gerçekten bilmiyordu. Hamileliğini Selim’e söyleyemiyor ve ilaç tedavisi olmakta istemiyordu. Tedaviye başlarsa bebeğin öleceğini de biliyordu.  Selim gerçeği bir şekilde öğrenmiş ve Elif’i çok iyi bir hastaneye yatırmıştı. Elif her ne kadar karşı çıkmak istese de bu kadar strese bebeği dayanamamış ve tedavisinden önce düşük yapmıştı. Bu nedenle de tedavisi anında başlamıştı. 1 sene içinde hastalığını atlatmış ve Selim ile evlenmişlerdi. Şu anda ise ikinci kez hamileydi ve sanırım bebekleri ikizdi. Henüz belli değildi ama doktoru ikiz olduğunu düşünüyordu. Öyle mutlulardı ki izlenmeye değerlerdi. Kadir, Bahar ile bir birlikteliğe başlamıştı. Her ne kadar her yan yana geldiklerinde bizler bayılacak gibi olsak ta çok tatlılardı. Kadir’i hiç bu kadar aşık görebileceğimi sanmıyordum. Harika bir sevgili olmuştu. Hatta harika bir koca olacaktı. Evet, Kadir Bahar’a evlenme teklifinde bulunmuş ve bu teklifte Bahar tarafından kabul edilmişti. Neredeyse tüm hazırlıklarını tamamlamışlardı ve 1 ay sonra evleniyorlardı. Tabi gelinlik seçimi esnasında Kadir kalp krizi geçirmeden bu süreci atlatabilirse. Bora Bey yakında buraya gelecekti ve Azra ise haftaya burada işe başlayacaktı. Bora Bey’in dönüşüne kadar fazlasıyla eğitilmiş olurdu. Gerçekten onun geri geldiği dönemi ve çektiklerini izlemek çok ama çok zevkli olacaktı. Yiğit’le ben izse kaldığımız noktadan çok daha ilerideydik. Şuanda ise mükemmel bir şekilde kahvaltı yapan, bu mükemmel adamı izliyordum. Sakinliğini bozmadan, gazetesini okumaya çabalıyor ve arada çayını yudumluyordu. Rubi ise onu çıldırtmak için ne gerekiyorsa yapıyordu. Paçasını kemiriyor, hatta sürekli havlıyordu. Çok tatlıydı ama Yiğit bilerek ona bakmıyordu. Bu zevkli görüntüyü bozan ise hızla içeriye giren Kadir oldu. Burnundan soluyordu. Ve daha ne olduğunu bile sormadan,

“Ya kabul ediyorum. Kütüğüm. Hatta ayıyım. Ya tamam kıroyum” dediğinde Yiğit gür bir kahkaha atarken ben gülümseyerek,

“Bilmediğimiz ne oldu? Yani bunları biliyoruz.” Dediğimde ise daha da artan kahkahası arasından

“Güzelim” diye uyaran Yiğit’e aldırış etmeden konuşmaya devam edecektim ki kaşları çatık bana bakan Kadir neredeyse beni öldürecekmiş gibi gürleyerek,

“Ben neyi yanlış yapıyorum? Sadece bana ait olanları kimsenin görmesini istemiyorum. Bunun neresi yanlış” dediğinde kendine gelen Yiğit,

“Hiçbir yeri” dediğinde kaşlarımı çatarak tam bir şey söyleyecektim ki Yiğit

“Hiç heveslenme güzelim, açıklığın da bir kuralı var. Herkes görünce bana ait bir özelliği kalmıyor” dedi ve tüm çemkirmemi boğazıma tıkadığında söyleyecek kelime bulamamıştım. Kadir ise kendinden yana birini bulmuşluğun verdiği sevinçle saatlerce konuşmuş ve sonunda işe gitmeye karar vermiştik. Şu bir ayda bir geçse ve şunlar evlense sanırım hepimiz rahat edecektik.
……………………………….
Bu akşam Yiğit ile dışarı çıkacaktık. Yemeği dışarıda yeme kararı almıştık ve bu Kadir ve bahardan kaçmak için harika bir fikirdi. Kavgaları hiç bitmiyordu. Ve onların o kavga halleri arasında ise nefes alınmıyordu. Dolabımda benim için çok özel olan bir elbisem vardı. Yiğit’in bana aldığı ve ilk gecemi yaşadığım gece üzerimde olan kırmızı elbisem.  O elbisenin benim için yeri her zaman ayrıydı. Hem çok güzeldi hem de çok özel.
Kıyafetimi birazcık değişen kiloma rağmen giymiş ve aynada kendime bakıyordum. O geceki kadar kusursuz duruyordu. Ardından saçımı açık bırakmış, bu sefer daha koyu bir makyajla tamamlamıştım. Son düzeltmeleri de yapınca her şey mükemmeldi. Artık aşağıya inebilirdim. Çantamı alıp, yavaşça aşağıya indim. Salonda arkası bana dönük bir vaziyette Kadir ile konuşuyordu. Bu sahne o kadar tanıdıktı ki aklıma gelen anı ile sırıtmadan edememiştim. Ona arkadan yaklaşıp,

“Hazırım çıkabiliriz” dediğimde yine aynı o gün gibi yavaşça geriye döndü ve benimle göz göze geldiğinde duraksadığını fark ettim. Yine o kahve cenneti gözler beni tepeden tırnağa süzdü. Sonrasında ise yutkunarak,

“Çıkmayabiliriz de” dediğinde resmen kahkaha atmak gelmişti içimden. Anı bozmamak adına kendimi tutmaya çabalasam da arkadan panikle konuşmaya başlayan Kadir,

“Kesinlikle ve tartışmaya kapalı olarak çıkıyorsunuz! Bahar geliyor. Ve siz elinizden geldiği kadar da geç geliyorsunuz. Hatta gelmeyebilirsiniz de” dediğine de kendimi tutamamış ve kahkahalarla gülmeye başlamıştım. Kadir her ne kadar evlenme teklifi kabul edilmiş bir insan olsa da Bahar gerçekten çok prensipli biri olduğundan ona dokunamıyordu. Sanırım bu gece birkaç planı vardı ve bunları yerine getirebilmek adına Bahar’ın Rubi aşkını kullanıyordu. Her ne kadar düzelmiş olduğunu söylesem de serseri birkaç huyu vardı. Allah’tan evleneceklerdi yoksa onu parçalardım.
…………………..

Güzel bir restorandaydık. Boğazda, şık ve elit bir yerdi. Kesinlikle bizi yansıtmıyordu ama yine de özeldi. Güzel bir yemek eşliğinde, şarap ile birlikte yemeğimizi yiyorduk. Evliliğim boyunca ilk defa alkol almıyordum ama bu gece sanki tadı daha bir güzel geliyordu. Karşımda aşık olduğum adam ve İstanbul’un eşsiz güzelliği ile bu geçe fazlasıyla güzeldi. Gecenin ilerleyen saatlerinde içtiğim alkol kendini hissettirmeye başlamış ve sanırım dilimde dolanmaya başlamıştı. Bu durum Yiğit’in hoşuna gitmiş gibi benimle daha da gülümseyen, aşk dolu bakışlarla konuşuyordu. Hemen çaprazdaki masada 3 tane afet vardı. Ve o üç afet sürtük gözlerini benim olandan ayırmıyordu. Gecenin başında her ne kadar tahammül edebilsem de alkolün etkisiyle şu anda tahammül sınırında duruyorlardı. Bir an yerimden kalkıp, o tam ortada duran esmer sürtüğün saçını başını yolma gereksinimi duysam da şeytanın alkolün etkisiyle beni ele geçirmesine izin vermedim. Fakat o bu şekilde bakmaya devam ederse bu vermeyeceğim anlamına gelmiyordu. Bir ara fazlasıyla ateş bastığını hissettiğimde lavaboya gitme ihtiyacı hissettim ve tam da o anda yerinden kalkan sürtük masaya doğru yaklaştı. Şeytan, tırnaklarımın çıkmasın, dişlerimin bilenmesine sebep olurken ben sakin kalmak adına resmen savaşıyordum. Kadın masaya yaklaşıp, tiksindiğim bir ses tonunda

“ Yiğit Ertürk” diye seslendi. Sesi her ne kadar benim tiksinmeme sebep olsa da gayet otoriter, kendinden emin ve sertti. Tam bir resmiyet, tam bir ciddiyet vardı. Yiğit duyduğu sesle donup kalırken, yutkunup gözleri beni buldu. Sanki acı bir anı hatırlarmışçasına bakışları hüzünlendi ama sonrasında kasılan çenesi, kararan bakışları, tüm sertliğini yüklenen sesi ile

“Başak Tan” dedi ve benim resmen kanım çekildi. Bu Başak, o Başak olamazdı değil mi? O olsa bile bu güzel gecede hortlamış olamazdı yani. Diye düşünmeme kalmadan gözleri kadınla birleşen Yiğit’in elini yumruk yapışından bu Başak’ın, o başak olduğunu anlamam çokta zaman almadı. Lanet olsun güzel bir gece geçiriyorduk. Ve bu sürtük başka bir zamanda ortaya çıkabilirdi. Bu geceyi seçmesi gerekmiyordu. Yiğit ona kin dolu bakışlarla bakarken, Başak yarım ve özlem dolu bir gülümseme ile elini uzatarak,

“Baya zaman oldu. “ dediğinde Yiğit sadece eline bakıp, alaycı bir gülümseme eşliğinde

“Asır dahi olsa o elin acısını hiç unutmadım. Benim için hala yeni” dediğinde hüzünlenen bakışlarla kadının yıkıldığını gördüm. Başak çatallaşan sesi ile

“Sana pişman olduğumu defalarca söyledim. Neden anlamamakta direniyorsun” diye sitemle söylendiğinde bu görüntü karşısında sarhoşluğunda verdiği etkiyle hıçkırdım. Bu hıçkırık ile ikisinin de bakışları beni bulurken kızarmamak elde değildi. Hemen önümde duran şaraptan bir yudum daha alırken Yiğit kadına dönerek,

“Elbette pişman oldun. Bir bebek katili olduktan sonra ciddi bir kariyer sahibi oldun. Sonra evlendin. Kariyerin bitmek üzereyken bebek sahibi olmak istedin. Olamadığın için evliliğin bitti ve son zamanlarda kariyerine baya bir ara vermenden kaynaklı toparlanamıyorsun. Bunun o zaman ki düşüncesizliğinden olduğunu hissediyor ve seni affetmemi istiyorsun.” Dediğinde kadının yutkunarak, başını salladığını gördüm ve dayanamayarak

“Bu kadar adi biri olabilmek için özel bir çaban var mı?” diye sordum. Anında bana dönen bakışlarına daha da nefretle bakamaya başladım. Kadın,

“Ne zamandan beri tek gecelik ilişkilerin bu şekilde yanında konuşabiliyor” diye sordu. Benim gözlerime bakarak ama Yiğit’e hitaben. Beni kaideye bile almadan. Tüm bedenimin alev aldığını hissettim. Utançtan değil öfkeden. Yavaş ve sert bir duruşla ayağa kalktığımda Yiğit ile göz göze geldim. Gözleri yapacaklarımı fark etmiş gibi kocaman olunca gülümsemeden edemedim ve dilim dolanarak

“Şimdi bu sürtük, kendi sürtüklüğüne bakmadan bana sürtük mü dedi?” diye sorduğumda Yiğit derin bir nefes alarak başını hızla inanamıyormuş gibi salladı. Ben buna aldırış etmeden bir adım atarak Başak denen kadının yanına yaklaştım ve onu tepeden tırnağa süzdüm.
Koyu kahve saçları, bal rengine yakın gözleri ve kumral bir teni vardı. Kısa değildi. Benim boyuma yakın boylardaydı. İnce ve düzgün bir fiziği vardı. Yine de ondan uzundum onun içinde göz temasında yüksekte kalan bendim. Tiksinti ile ona bakarak,

“Hayatında kariyerinden başka bir şey düşünmeyen, insanların haklarını elinden alıp hak savunabilecek kadar karaktersiz olan sen mi bana sürtük muamelesi yapıyorsun?” diye sorduğumda Yiğit derin ve sıkıntılı bir nefes alırken lafa hala karışmamış olmasının verdiği cesaretle, dik durmaya devam ettim. Başak,

“Ben kimsenin hakkını elinden almadım” dediğinde sesimin nasıl çıktığına aldırış etmeden

“Aldın!” diye bağırdım. Bu tepkime Başak bir adım geri giderken öfkeyle

“Yiğit’in baba olma hakkını elinden aldın. Ondan izin almadan, ona haber vermeden. Onun olan hakkı elinden aldın! Anladın mı? Şimdi burada bu şekilde saçmalaman normal bir şey değil. Ve bende tek gecelik bir ilişki değilim. “ dediğimde anlamayan bakışlarla suratıma bakan kadına

“Eşiyim” diyerek karşılık verdim. Gözlerinin hayretle açılmasının bana verdiği zevki tarif etmem imkansızdı. O anda ayağa kalkan Yiğit hırlayan sesiyle

“Evet, Aylin Ertürk benim eşim ve Başak gitsen iyi olur” dediğinde zaferden dört köşe olabilirdim. Yiğit söylediğinde vaz geçip bir anda

“Ya da biz kalkıyoruz zaten, sana iyi eğlenceler” dediğinde ise sinirim bir anda yeniden belirdi. Neden kalkıyoruz? Neden biz kalkıyoruz, nereye kalkıyoruz. Hiçbir yere kalkmıyoruz. Bu kadın kalkacak. Ben hiçbir yere kalkmıyorum.  Heyyy neden havaya kalkıyorum? Diye sorduğumda görüş alanıma giren kalçalarla neye uğradığımı şaşırdım. Lanet olsun o soruların her birini sesli sordum değil mi? Diye düşünürken Yiğit

“Evet, güzelim!” diye bağırdı. Ardından susmam gerektiğini anladım ve dilimi tutmaya başladım. Ardından bir asansöre bindiğimizi ve hala baş aşağıda olduğumu fark ettim. Artık başım dönmeye midem bulanmaya başlamıştı. Duran asansörden çıkıp bir odaya girdiğimizde ise gözlerim yerinden çıkacak gibi oldu. Ardından bedenim tekrar havalanıp, ayaklarım yere değdiğinde başım öyle bir döndü ki Yiğit’e tutunmadan edemedim. Yoksa çoktan yeri boylamıştım. Dilim dolanmış bir şekilde mırıldanarak,

“Neden eve gitmiyoruz?” diye sordum. Yiğit sakin çıkan sesi ile

“Kadir gelmeyin diye yalvarıyordu” diyerek karşılık verdi. Ben hızla

“Neden? Bahar’a ne yapacak?” diye sorduğum anda belimden hızla çekilmemle Yiğit’in göğsüne yapışmam bir oldu. Yiğit en tehlikeli ve en seksi ses tonunu takınıp,

“Bence sen, benim sana yapacaklarımı düşün” dediğinde ise nefesimin içimde kaldığını, çıkmadığını hissettim. Etrafa baktığımda her yerin kırmızı güllerle kaplı olduğunu ve döndüğünü fark ettim. Sonra ise Yiğit’e bakıp,

“Neden dönüyorsun?” diye sordum. Yiğit eğlenceli, alaycı, bıkmış ve sitemli bir ses tonu karışımında

“Çünkü sarhoşsun hatun!” dediğinde sadece kahkaha attığımı ve bu kahkahanın ardından gelen öpücük ile susturulduğumu hatırlıyorum. O kadar sarhoş olmuştum ki bedenimin ne istediğini ve ne yaptığını algılayamıyordum. Algıladığım, hissettiğim tek şey zevk, huzur ve mutluluktu

44 yorum :

  1. Yiğit ve onun tatlılıkları��
    Hatun demesi beni benden alıyor��

    YanıtlaSil
  2. çok güzel bir bölümdü 😊

    YanıtlaSil
  3. Ellerine yüreğine emeğine kalemine sağlık yazarcım.

    YanıtlaSil
  4. Ellerine yüreğine emeğine kalemine sağlık yazarcım.

    YanıtlaSil
  5. Çok güzel olmuş bayıldım yaaa 👍😘

    YanıtlaSil
  6. Harika olmuş güzelim ve inşallah evlatlarını sağ sağlim kucağına alırsın ayrıca kimseye hesap vermek gibi bir zorunluluğun da yok

    YanıtlaSil
  7. Harika olmuş güzelim ve inşallah evlatlarını sağ sağlim kucağına alırsın ayrıca kimseye hesap vermek gibi bir zorunluluğun da yok

    YanıtlaSil
  8. Oy oy bayıldım 💖💖💖💖💖💕💕💕💕💕

    YanıtlaSil
  9. Oy oy bayıldım 💖💖💖💖💖💕💕💕💕💕

    YanıtlaSil
  10. Süper ötesi olmuş gerçekten eline sağlık Özlem abla

    YanıtlaSil
  11. Ay bu adama bitiyorum ben.

    YanıtlaSil
  12. Bir erkekten beklediğimiz çıtayı Yiğit git gide yükseltiyor gerçekten��

    YanıtlaSil
  13. Yine cok guzeldi ah be yigit senin gibi adamlar varmi

    YanıtlaSil
  14. Yigit supersinya adamsin adam emegine saglik

    YanıtlaSil
  15. Yigit supersinya adamsin adam emegine saglik

    YanıtlaSil
  16. Harika bir bölümdü Özlem abla. Ellerine tertemiz hayallerine sağlık :)

    YanıtlaSil
  17. Harika bir bölümdü Özlem abla. Ellerine tertemiz hayallerine sağlık :)

    YanıtlaSil
  18. Senin hatununu yeriiim oyyy kıyamam başı dönüyo yaa ne zaman kitap basılacak sayın yazarcım

    YanıtlaSil
  19. 💖💖💖💖💖💖😘😘😘😘🌹🌹🌹🌹🌹ellerine sevgili yazarcım çoook güzeldi ve lütfen kendine dikkat et, annelik duyguları fena etkiliyor lütfen saçma yorumları görmemeye çalış ve iyi ki de bu bloğu oluşturdun 🌞🌞🌞🌞🌞💝💝💝💝💝❤️❤️❤️❤️❤️

    YanıtlaSil
  20. Cok guzeldi ellerine saglik ayrica cocuklarini insaallah dag salimm kucagina alirsin

    YanıtlaSil
  21. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  22. Finale daha çok var mi acaba

    YanıtlaSil
  23. Kalemine sağlık yazarcım😊

    YanıtlaSil
  24. Kızın saçını başını yolacaktı be aylin. Konuşmakla yetindi😟😟😟. Çok eğlenceliydi ellerine sağlık

    YanıtlaSil
  25. Kızın saçını başını yolacaktı be aylin. Konuşmakla yetindi😟😟😟. Çok eğlenceliydi ellerine sağlık

    YanıtlaSil
  26. Çok eğlenceli güzel bi bölümdü her zaman ki gibi ellerine sağlık yazarcım 😊😊

    YanıtlaSil
  27. Çok eğlenceli güzel bi bölümdü her zaman ki gibi ellerine sağlık yazarcım 😊😊

    YanıtlaSil
  28. Emeğine sağlık yine muhteşemdin

    YanıtlaSil
  29. Emeğine sağlık yine muhteşemdin

    YanıtlaSil
  30. Mükemmel olmuş ellerine sağlık 😍

    YanıtlaSil
  31. Mükemmel olmuş ellerine sağlık 😍

    YanıtlaSil
  32. Yigitin hatunum deyişine bayılıyorum 😂😂😂

    YanıtlaSil
  33. Bolummm harikaydii 😍😍😍ellerine saglikk 😘😘😘

    YanıtlaSil
  34. Aşkısı ya ne tatlı

    YanıtlaSil
  35. Hatun dedi mi bitiyorum ben ama :))

    YanıtlaSil
  36. Ya ama hatun deme ben sen öyle deyince burada heyecandan bayılıyorum yahu hcbdhhdhd ıhm neyse Yiğit'e olan aşkımdan bahsetmeyeceğim yoksa bu çook uzun sürer ellerine sağlık çok güzel bir bölümdü ☺😍❤

    YanıtlaSil
  37. İşte ya çok iyi yazıyorsun be ablam💓👍

    YanıtlaSil
  38. Her yazdığın bölümü sabırla bekliyorum ve beklediğimede değiyor kalemine yüreğine sağlık...
    Ahhh yiğit ahhh ������

    YanıtlaSil
  39. Bir bayan bu kadar mı güzel yazar yaa özlem abla ellerine sağlık ellerin dert görmesin mükemmel ötesi olmuş her zaman ki gibi..

    YanıtlaSil
  40. 1-OHHH kapak laf soktu ve Başak sen de öyle sap kal inş!2- Aylin ben seni yiyicem tabii kütük abini ve serseri kılıklı kocanı ayrı yiyicem, Selim ver elif i ara sıcak niyetine yiyicem, Bahar ı da tatlı niyetine yiyicem!3-Yiğit serseri olduğun kadar arsızsın da!

    YanıtlaSil
  41. Kadir ve bahar çok güzeller onlar tam birbirlerine göre. bu hikayede kötü sonları olmaz umarım. Yiğit ve Aylin için bu sefer güzel şeyler olacak.

    YanıtlaSil
  42. Kadir ve bahar çok güzeller onlar tam birbirlerine göre. Yiğit ve Aylin için bu sefer güzel şeyler olacak.

    YanıtlaSil