: "width=1100"' name='viewport'/> ÖZLEM ÇORAPÇI AYDEMİR HİKAYELERİ: GECEMİN YILDIZI 40. BÖLÜM xgbtipjytrul.ozlemaydemir.com.

19 Ağustos 2016 Cuma

GECEMİN YILDIZI 40. BÖLÜM

                                         

                                                        "ÖZLEDİĞİM O DEĞİL "

Gitti acısıyla öfkesiyle kırgınlığıyla beni ardında bırakıp gitti. Bu koca sıcacık evde iliklerine kadar üşüyen beni bir başıma bırakıp gitti. Ne düşüneceğimi ne hissedeceğimi bilmeden sadece hafızamda kalan bebek odasındaki sözleri, ofisteki o bakışı ile evin camından dışarıya bakıyordum. Gidiyorum demedi. Hatta o öfkeli, kırgın bakışını atmaktan başka hiç bir şey yapmadı. O bakışlar aslında o kadar çok şey anlatıyordu ki anlamamak imkânsızdı.  Bitmişti. Acımın verdiği yanlışla her şeyin bitmesine sebep olmuştum. Haklı mıydı? Evet haklıydı. Ama ben onun acısını anlamadığım kadar oda benim acımı anlamadı. Camın önünde gözyaşlarıma inat çağlayarak yağan yağmurun karşısında derin bir nefes aldım. Hayatımda hiçbir şey kolay olmamıştı zaten. Yiğit'e hiç ama hiç kolay biri değildi. Gitmek istedi. Bana varlığının verdiği sertlikle acı vermektense, yokluğuyla cezalandırdı. Ben hayatımdaki cezalara alışıktım. Çektiğim her ceza acıydı. Ama bu acı sadece şiddete dayalıydı. İlk defa ruhuma bir ceza verilmişti. Üstelik bu gerçekten çektiğim en büyük acıydı. Bu ceza ne zaman biterdi bilmiyorum. Gerçi biteceğinden de emin değildim…
Camın karşısında ne kadar durduğumu bilmiyorum. Beni daldığım acı düşüncelerden çıkaran, Kadir’in elini omzuma tam bir abilik içgüdüsüyle yerleştirip,

“Gelecek” diye söylemesiydi.  Elbette gelecekti. Elbette buraya dönecekti.  Ama benim umursadığım, benim canımı yakan gelmesi değil, gitmesiydi. Elimi omzumda duran ve son zamanlarda güvenli bulduğum elin üzerine yerleştirdim.  Sonrasında derin bir nefes alarak,

“Gelmesi değil, gitmesi sorun. Her sorun, her hata, öfkede gidecek mi? Diye düşünmek tarif edilemeyecek kadar berbat bir duygu. Ben hata yaptım evet ama o burada kalmalıydı. Bana birçok ceza verebilirdi. Konuşmayabilirdi. Soğuk davranabilir hatta acısını öfkesini defalarca kusabilirdi. Ama burada kalmalıydı. Kilometrelerce uzağa gidip, cezamı yokluğuyla vermemeliydi. Bu bir şeylerin düzelmesi değil bitmesi olur. Bunu tahmin etmeliydi.  Ya da belki istediği de budur. Bilmiyorum.”  Dediğimde daha fazla konuşmama izin vermeden onunla göz göze gelmem için beni kendi etrafımda döndürdü ve iki elini omzuma yerleştirerek tam bir abi bakışlarıyla,

“Sorun büyük ama aşılamayacak bir şey değil. Bu uzaklık her ikinize de iyi gelebilir. Sadece kalbinizi dinlerseniz çokta uzun sürmeyeceğine eminim.” Diyerek teselli ettiğinde bu konuyu konuşarak her ne kadar uzaksakta acısı hep aynı olacak hatta daha da artacaktı. Sonuç?  Yiğit Amerika’ya gitti. Ben buradayım. Benim acımın ne zaman geçeceği belli olmadığı gibi, onunda ne zaman döneceği belli değildi. Onun için sadece çalışmalı, başka şeyler düşünmeli ve kendimi tamamen dağılmadan toplamalıydım. Bunun içinde Kadire

“Tamam, bu kadarı yeter. Elbet dönecek ve yaşanacak olanlara da geldiğinde karar veririz. Şimdi sabahtan beridir bir şey yemedik karnın aç mı?” diye sordum. Kadir şaşkın bir yüz ifadesi ile başını onaylar anlamında sallarken gülümseyerek,

“Ben üstümü değiştirirken sende pizza söyler misin? Bu günlük dışarıdan yiyelim olmaz mı?   Diye sorduğumda, gözlerindeki şaşkınlıkla bana cevap vermesine izin vermeden yanından gitmiştim.  Çünkü fazlasıyla şaşkın ve fazlasıyla soru sarmaya niyetli gibiydi. Belki de sıkı bir azar yiyecektim.
Merdivenlerden çıkıp odaya girmemle, derin bir nefes alıp banyoya yönelmem bir olmuştu. Hızla yüzümü yıkamış ve aynada kendimle göz göze gelmiştim. Gözlerime odaklanmış kendime bakarken, içimden bir ses , ‘sakın ağlayayım deme! Ağlarsan daha zor olur. Kendini dağıtırsan toplayamazsın Aylin kendine gel!’ diye söylendim ve birkaç kez daha suratıma su çarpıp, havluyla kuruladım. Ardından üzerimi değiştirip, günlük taytımı ve tişörtümü giydim. Saçlarımı da topladıktan sonra salona Kadir’in yanına salona inmiştim.             Kadir koltukta oturuyordu. Her zaman ki gibi telefonu da elindeydi. Son zamanlarda elinden o telefon hiç düşmüyordu. Tabi o telefon elinde olduğundan beridir de suratındaki o gülümseme de hiç eksik olmuyordu. Mutfaktan su almak için ayağa kalktım ve tam mutfağa girecekken çalan kapı ile duraksamıştım. Gelen kesinlikle pizzacı olmalıydı. Kapıya doğru yöneldim ve elim tam kapının koluna gittiği anda arkamdan çekilip, Kadir ile göz göze gelmem bir oldu.  Kadir kızan bakışlarla

“onca olaydan sonra hala kapıyı ardında kim olduğunu anlamadan açmak tam bir çocukluk.”  Dediğinde gerçekten yaramazlık yapmış bir çocuk gibi hissettim. Abisinden azar işiten bir kız gibi gülümsedim ve Kadir bana devirdiği gözlerini çekip kapıyı açmak için beni arkasına çekti. Onun o koca cüssesine arkadan baktığımda, aklıma onunla ilk tanıştığım gün geldi. Öfkeli, acılı bakışlarıyla,

“Bu evde uzun süre kalmayacağım. Benden abilik bekleme çünkü benim hiçbir zaman korumaya değer bir kardeşim olmadı.” Demişti. Bu sözler daha da gülümseme me neden olurken, Kadir’in

“Komik olan ne?” diye sorusu doldu kulaklarıma, elinde pizza ve o mükemmel görünüşü ile Kadir bana soru dolu ifadesi ile bakarken, ona gülümseyerek,

“Seninle ilk tanıştığımızda yani Ayşe cadısı ile eve geldiğin ilk gün ve söylediklerin geldi aklıma.” Dediğimde ise gözleri tiksinti ile kapanıp açıldı. Ardından alaycı bir ses tonunda

“Salak ergen tripleri. Babanı bende sevmiyordum. Üstelik önceki evimizde hemen üst katta çocukluk aşkım vardı. Onu orada bırakıp, o eve gelmek hiç hoşuma gitmemişti. “ diyerek o günkü tavrını açıkladığında, daha da gülümseyerek,

“Kadir ve Aşk? Yani ikiniz yan yana iki farklı iki kutup gibi görünüyor”  diye alayla söylendiğimde Kadir kaşlarını çatarak,

“O zamanlar bir kalbim vardı” diye söylendi. Onun bu karşılığına esprili bir tavırla,

“Şimdi yok mu? Yani son zamanlarda gözle görülür bir şekilde kendini belli ediyor da” diye sorduğumda Kadir’in suratında beliren kırıklıkla yutkundu ve elindeki pizzayı göstererek,

“ şunu soğutmadan yesek iyi olacak. Kalbimi nerede gördüğünü sonra anlatırsın” diyerek yanımdan hızla geçip, salona doğru yürüdü. Bu tavrı garipti. İlk defa onun duygusal anlamda hüzünlendiğini fark ediyordum. Bunun üzerinde çok fazla durmayarak ve fazla soru ile bunaltmadan sessiz kalıp peşinden salona yürüdüm…
……………………..
Salonda güzel bir pizza keyfinin ardından, Kadir ile koyu bir muhabbete dalmıştık. Onun hakkında onca zaman aynı evde yaşamamıza rağmen ne çok şeyi fark etmediğimi gürdüm. O kadar çok farklı özelliği varmış ki şaşırmamak elde değildi. Özellikle okuduğu kitapları duyunca çok oldum. Beni kandırma ihtimaline karşılık konularını sorduğum tüm kitapları bana anlatmıştı. Tabi bu arada rubi ile oyunlarına da devam etmişti. Bir an aklıma Yiğit gelmiş ve hüzünlenmeden edememiştim. Oda şimdi beni aklına getirmemek adına kendine uğraşlar bulmaya çabalıyor muydu acaba. Yoksa umuruna bile değildi ve işine konsantre olmuş. Kendini işine mi vermişti. Derin bir nefes aldım ve gözlerim elimdeki telefonun saatine gitti. Saat çoktan 23.50 olmuştu. Amerika ile aramızdaki saat farkı göz önünde alınırsa şu anda büyük ihtimal iş yerindeydi. Ve çoktan dosyalarına gömülmüş olmalıydı. Telefonda parmağım isminin üstünde dolanırken onu aramakla aramamak arasında gerçekten savaş vermeye başladım. Arayacak olsam açar mıydı? Açsa tepki gösterir miydi? Bunlar beynimde dolanırken, ikinci bir derin nefesi aldım ve hızla yerimden kalkıp,

“Ben artık yatıyorum. İyi geceler” diyerek odama doğru yürüdüm. Odama girdiğim anda burnuma dolan Yiğit’in kokusuyla derin bir nefes alıp verdikten sonra yavaşça yatağa girdim. Onsuz bu yatakta uyumak zor olacaktı. Onun kolları olmadan bu yatakta sadece üşürdüm ben. İyice sokuldum pikeye ve kapadım gözlerimi odanın karanlığında. Arkamda hayal ettim Yiğit’i bana sarılırken, nefesini hissettim ensem yakan ve yaklaşan uykunun kollarına bıraktım ruhumu…
……………………………….
2 hafta sonra
Yiğit gideli iki hafta olmuştu. Hüzünle, yalnızlıkla geçen iki hafta.  İşler fazlasıyla yoğundu ve yetiştirmekte zorluk çekiyorduk. Yiğit gittiğinden beridir hiç aramamış ve kendisinden de bir haber almamıştım. Selim bu durum tüm sorumlusu beni gösterircesine mesafeli davranıyordu.  Sürekli sert konuşuyor, talimatlar veriyor ve gergin davranıyor. Onu haklı buluyorum ama yine de fazlasıyla zorladığının farkında değildi. Onun için şimdilik sessizliğimi koruyordum.  Tüm bunları kafamdan atmaya çabalayarak, ofiste işlerle uğraşıyordum. Kadir her zaman ki gibi tam karşımdaki koltukta elindeki telefonda son zamanlar da oynamaktan zevk aldığı 3. Sırada olan oyunla ilgileniyordu. İlki ve ikincisi ne mi tabi ki ilki Rubi’ydi. İkincisi ise Bahar’dı. Bahar ile yan yana geldiklerinde gerçekten çok eğlenceli olabiliyordular. Eminim elindeki telefon artık sıkmaya başlamıştı ve Kadir’in gözleri odama her an girecek olan Bahar’ı arıyordu. Gözlerimi önümde duran kâğıttan kaldırmadan

“Bahar bu gün yok” diye söyledim. Bir an oyunun durduğunu ve Kadir’in sessizliğini fark ettim. Başımı fazla kaldırmadan, gözlerim gözlerini buldu ve soru dolu bakışları ile bana baktığını fark ettim. Kadir soru yüklü sesi ile

“Nerede?” diye sordu. Hafif gülümsememi fark ettiğinde ise hemen toparlanarak,

“Neden bunu bana söylüyorsun ki?” diye sordu. Kahkaha atarak,

“Sana değil gözlerine söylüyorum. Sabahtan beri onu arıyorlar” dediğimde tam karşılık vereceği anda sert bir şekilde açılan kapımla gözlerim kapıyı buldu. Anında solan gülümsemem ile yutkunmadan edememiştim. Kapıda korkmamı gerektiren bakışlarla bana bakan, Selim vardı. Kapının kolunda duran eli sıkılmaktan bembeyaz olmuştu. Çenesindeki gerginlikten dişlerini nasıl sıktığını fark edebiliyordum.  Gözleri ise resmen öfke saçıyordu.  Selim öfke saçan bakışlarını gözlerimden bir an bile ayırmadan,

“Bebeğini kaybettiğin için depresyonda olduğunu sanıyordum. Ve görüyorum ki depresyondan çıkmışsın” diye sert bir sesle söylediğinde tekrar yutkunmadan edememiştim. Buda neydi şimdi?  Bu öfke, bu şiddet neyin nesiydi? Sabrımı korumaya çabalayarak donuk gözlerle ona bakmama derin bir nefes aldı ve

“Hazırlan pasaport ve vize işlemlerini halletmemiz gerekiyor. Amerika’ya gidiyorsun” dediğinde ise ne diyeceğimi bilememiş bir şekilde şoka girdim. Ne demek Amerika’ya gidiyorsun.? Üstelik neden gidiyorum? Soru soran bakışlarla Selim’e bakarken Selim derin bir nefes daha alarak,

“Yiğit’in bunalımdan çıkması için. Berbat bir durumda ve bunun sorumlusu sensin. Git ortaya çıkardığın yıkımı topla “ dediğinde kekeleyerek,

“An- la- madım be..” daha kekelemekten cümlemi bitiremeden, Selim  sert bir sesle ve işaret parmağını tehdit vari bana dikerek,

“Arkadaşımı geri istiyorum Aylin. Ne yapacağın umurumda değil. Tam iki haftadır bir robot ile konuşuyorum. Onu en son bu halde 3 yıl önce görmüştüm. Aynı şeyleri tekrar yaşamak istemiyorum. Git ve onu eski haline getir. Ona ne yaptıysan düzeltmeden de sakın Türkiye’ye de geri gelme!” dediğinde cümlelerimin artık anlamsız olduğunu, boğazımın dolduğunu hissettim. Kalbimin atışı sönerken, gözlerimdeki yanma daha da arttı. Kötü müydü? Giden oydu? İyi gelmedi maden neneden dönmedi? Neden burada beni bir başıma bıraktı. Diye haykırırken içimde ayağa sıçrayan cadaloz kılıklı ses ‘onu o hale senin düşüncesizliğin getirdi. Kapa çeneni ve yanına git!” diye bağırdığında yapmam gerekenin bu olduğunu hissettim.  Selim’in o keskin bakışlarına sadece olumlu anlamda başımı sallayarak karşılık vermiştim.
………………………………..
1 hafta sonra
O sert günün ardından tüm pasaport işlemleri hızlanmış, Selim Yılmaz farkı işlemiş ve anında verilmişti. Önceden polis olup olmadığını sorgulasam da, birçok polis arkadaşa sahip olduğunu öğrenmiştim.  Aynı şekilde vize işlemleri de hızla sonuçlanmıştı. Şimdi ise hava limanında elimdeki pasaportum ve biletime bakıyorum. Kulaklarıma dolan uçağa geçiş anonsu ile gözlerim biletten ayrıldı. Hemen kapının oradaydım ve tüm yolcular içeriye alınıyordu. Beni hava limanına Selim, Elif Kadir ve rubi bırakmıştı. Hepsine ayrı ayrı sarılırken Kadir’e

“Rubi sana emanet. Ona sakın kendi yemeklerinden verme! Onun yemeği kilerde her gün bir tas vereceksin unutma. Onu bıraktığım gibi bulacağım.” Dedim ve eğilip Rubi’inin başına bir öpücük bıraktım. Ardından tekrar Kadir ile göz göze geldiğimde Kadir’e çemkirerek

“Sakın onu yatağına da alma! Seninle aynı yatakta yattığı sürece hayati tehlikesi var!” diye söylendim.  Kadir ile en son beraber yattıklarında Rubi’nin acı acı inlemesi ile odaya dalmıştım. Rubi Kadir’in altında almış çıkmak için resmen savaşıyordu. Kadir’e nasıl saldırdığımı ve Rubi’yi oradan alışımı hatırlıyorum ve kahkaha atmamak için kendimi zor tutuyordum. Sonra kendimi toparlayıp, kontrolden geçip uçağa doğru gidiyorum. Beni neyin beklediğini, nasıl bir Yiğit ile karşılaşacağımı bilmiyorum ama içimde bir his vardı. Beni boğsa da nefes almamı sağlıyordu. .. uçağa girip, koltuğa yerleştiğimde derin bir nefes alıp kendimi zamana bıraktım….
……………………………  
Saatler saatleri kovaları, yarı uyudum yarı uyanık kaldım. Aklımda deli sorularla, kitap okudum. Müzik dinledim. Faydası oldu mu? Hayır. İçimde deli duygularla bekledim durdum. Etrafımdaki çoğu insan İngilizce konuşuyordu. Tamam bende İngilizce biliyordum ve hemen yanımda ki sarışın alımlı ve 50 yaşlarında ki kadın sanki merhaba desem uzun bir saat boyunca benimle muhabbet edecekmiş gibi duruyordu. Öylede oldu. Kadın bana

“Merhaba” dedi ve uçağın iniş anonsu yapılana kadar konuşmamız devam etti. Nereye gideceğimi, kimin yanına gideceğimi falan hepsini sordu. Uçak indiğinde ise gülümseyerek yerimizden kalkıp eşyalarımızı alıp uçaktan çıkmaya koyulduk. Güvenlikten çıkıp valizimi bekledim ve gelince hemen alıp çıkışa doğru yürüdüm. Tam hava limanının çıkışından çıkıyordum ki koluma değen el ile durdum. Gözlerim uçakta karşılaştığım kadınla buluştuğunda gülümseyerek ona baktım. O ile o masmavi ama hüzünlü bakan gözleri ile

“51 yaşındayım ve senin yaşına dönme şansı verilseydi,  atmam gereken adımı atardım. Belki de o adımı attığım için ölümü yalnız beklemek zorunda olmazdım. Hayatta sana bahşedilen bu şansı iyi değerlendir.” Dediğinde nutkumun tutulduğunu hissettim. Haklıydı. Yiğit benim dünyamdı. Bana ait bir dünyaydı. Tertemiz güzel bir dünyaydı. Onu allak bullak eden bendim ve bunu tamamıyla düzeltmem gerekiyordu. Bu tertemiz bana hediye edilen güzel dünyayı kaybetme gibi bir seçeneğim yoktu.
Kadın verdiği akılın sonrasında hızla uzaklaşmıştı. Bende onun ardından kapıdan çıkmıştım. Kapıdan çıkar çıkmaz karşılaştığım kişi Bora Bey’di. Gülümseyen o gri gözler beni bulduğunda yarım gülümseme takındım. En asından onun gözleri kardeşi gibi öfke saçmıyordu. Saat farkından dolayı burada daha sabahtı ve sanırım Yiğit şirketteydi. Bora bey hızla yanıma gelip,

“Hoş geldin Aylin” dediğinde ona gülümseyerek

“Hoş bulduk Bora Bey” dediğimde Bora bey kaşlarını çatarak

“İstanbul’da değiliz Bora demen yeterli şirkete geçiyoruz. Yiğit biraz daha böyle devam ederse hiç çalışanım kalmayacak” dediğinde içimden kahkaha attım. Hala aynı aksi adamdı. Hiçbir değişme yoktu.
…………….
Birkaç saat içinde New York sokaklarından geçerek devasa şirkete gelmiştik. Bu şehir tamamıyla taş duvardı. Kocaman binalar ve seri akıcı bir hayat vardı. Saat henüz 9:30’du ve hayat burada iş olarak başlamıştı. Burada benim sandviçlerimi yemediği kesindi ve gelirken yoldun malzemeleri almıştım. Her ne kadar Bora Bey bana deliymişim gibi baksa da önemsememiştim. Şirketin mutfak bölümünde sandviçi yapmış, her ne kadar sallama çayla idare edecek olsa da yeterli olacağını umut ederek Yiğit’in bulunduğu odaya doğru yürüdüm. Şaşkın bakışlar ve Bora bey’in

“Yiğit gerçekten çok şanslı ve sen gerçekten işini biliyorsun Aylin” diyerek alay etmesini kulak arkası ederek kapıyı çaldım. İçeriden sert bir sesle İngilizce

“Gel “ diye bağırdığında yutkunmadan edememiştim. O an Bora Bey ile göz göze geldim ve Bora Bey kaşlarını havaya kaldırarak,

“İki haftadır neler çektiğimizi anlayabiliyor musun? Bunca çalışan patronları olmama rağmen benden bu kadar korkmuyor” dediğinde tekrar yutkundum ve yavaşça kapıyı açıp içeriye girdim. Masasında ve üzerinde beyaz gömleği ve o siyah kemik gözlükleriyle onu ne kadar özlediğimi fark ettim. Ne kadar uzun zaman olduğunu anladım. Onu görmeyeli yıl olmuş gibiydi. Başını o önündeki dosyadan bir an bile kaldırmadan,

“Dün istediğim dava dosyaları ve ihtar evrakları hazır mı?” diye sordu. Girdiğim özlem duygularından hızla çıkarak ona doğru yürüdüm. Masanın yanına gittiğimde hala bana bakmamıştı. Sert bir sesle

“Masaya bırak” dedi ve ben derin bir nefes alarak elimdeki sandviç ve çayı hemen dosyaların önüne bıraktım. Başını hiç kaldırmadan önce bir donup kaldı ve öylece bekledi. Saniyeler sonra başını kaldırdı ve o keskin kahvelerle göz göze geldim. O kadar derin, o kadar kırgın ve bir o kadar kararmış bakışlar karşısında resmen felç olmuştum. Gözleri gerçekten ben olup olmadığımı sorgularcasına bana bakarken saniyeler, dakikalar gibi geçti. Sonuna bakışını gözlerimden ayırmadan ayağa kalktığında bir adım geri gitmekten kendimi alamamıştım. Yiğit bana o keskin bakışlarıyla bakarken, aptalca kekeleyerek,

“Be-ben şe-y sandviç-leri -mi özlemişsindir diye düşündüm.” Dediğimde bakışları hala çıtı çıkmadan yüzümü tarıyordu. Benim attığım adımı kapatacak kadar büyük bir adım attı be tam dibimde aramızda milimlik boşluk bırakacak şekilde durduğunda, gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Saniyeler içinde gözleri tekrar açıldı ve o özlediğim kollar hızla belime dolanıp, beni hızla kendine çekti ve dudaklarımız arasında milimlik boşluk bırakacak şekilde durup nefesi yüzümü yakarken, tamamıyla arzulu çıkan sesiyle,

“özlediğim sandviçlerin değil” diye söyledin. Ayaklarım titremeye, nefesim hızlanmaya başlarken yine kekeleyerek,

“Ne?” diye sordum. Ardından cevap bekleyen bakışlarla ona bakarken Yiğit tek kelime etmeden saniyeler içinde nefesimi kesen tek şeyi yaptı. Dudakları dudaklarımı bulduğunda bedenim sanki başka bir aleme göçmüştü…

  

87 yorum :

  1. allahımmm... ellerine sağlık özlem abla. tam facebooktan çıkıcaktım ki bildirimi gördüm. bence beklediğimize değecek bir blmdü bnce...

    YanıtlaSil
  2. Niye sadece kalanın üzüldüğü düşünülür ki? Giden de üzülmüş... Neyse ellerine sağlık bölüm harikaydı. 😘

    YanıtlaSil
  3. Oh be nihayet baristilar muhteşem olmuş

    YanıtlaSil
  4. Ellerine sağlık yazarcığım

    YanıtlaSil
  5. Tabiki şahane olmuş yazarcım ellerine emeklerine yüreğine sağlık aşk daima kazanmalıydı ve kazandı ayyy aşk nr muhteşem bi duygu yaaa :) :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Emin ol aşk sandigin kadar mihtesem bi duygu degil. Sadece romanlarda bu kadar guzel anlatilir. Oda kendi istedigin aski anlatir yazarsin. Yani hayaller bu kadar guzel olan.

      Sil
    2. Emin ol aşk sandigin kadar mihtesem bi duygu degil. Sadece romanlarda bu kadar guzel anlatilir. Oda kendi istedigin aski anlatir yazarsin. Yani hayaller bu kadar guzel olan.

      Sil
    3. Katılıyorum

      Sil
  6. Muhteşem bi bölüm olmuş ��

    YanıtlaSil
  7. Bölüm geçen yine muhteşem...

    YanıtlaSil
  8. Emeğine sağlık harika bir bölüm daha çıkarmışsın

    YanıtlaSil
  9. Yaaa cok tatlı

    YanıtlaSil
  10. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  11. Ya kim ne derse desin Yiğit bencilce davranıyor ikisi de birbinin hislerini anlayamaz bir baba çocuğu kucağına alınca baba olmanın ne olduğunu anlar ama anne rahmine düştüğü andan itibaren bağ oluşur (istisnalar hariç) hani evet acı çok acı kayıp ama insanların kayıplara tepkisi farklıdır herkesin aynı tepkiyi vermesini bekleyemezler ikisi de hatalı birbirlerinin üzüntülerini düşünmeden hareket ederek bu sonuca geldiler ki Aylin o kadar da hatalı değil bence eşyaları ne attı ne yaktı ihtiyacı olana yollayacaktı şahsen öyle bir şey olsa bende tekrar çocuğum olduğunda ona giydiremem baktıkça yıkılırım ki bu konuda tamamen haklı madem verilmesini de istemiyor en azından Aylin bu bunalımdan çıkana kadar göz önünden kaldırsaydı ama saklasaydı yani çekip gitmek ne kesinlikle ve kesinlikle ben Aylinin yerinde olsam ona sert çıkanlara tepki alırdım çocuk sadece Yiğit in çocuğu ve sadece o acı çekiyormuş gibi davranmaları çok saçma kız yıkılıp bir hata yaptı kıza yapmadıkları kalmadı ama beyefendinin gidişi haklı olarak görüldü vay be

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende sana katılıyorum bölümü okurken bile acaba Aylin nerede patlayacak kime kızacak diye bekliyordum ama olmadı o konuda büyük bir eksiklik hissettim

      Sil
    2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    3. Haklısın bence de çocuğunu kaybetmiş bir annenin yaptığı bir hataya bi kadar tepki ne kadar doğru. Ne olursa olsum Aylin ne yigitin gitmesini hak etti nede Selimin davranislarini

      Sil
  12. Birde ne ozledin diye soruyor beni ozleyecek degil ya sende yani aylinn

    YanıtlaSil
  13. Ellerine sağlık harikaydı :)))

    YanıtlaSil
  14. ozlem abla super oldu bu bolum oyle sandim ki aylini kovucak odadan cok sukur Beklediyimize deydi ellerine saqliq cok seviyorum seni bitanesin ������������

    YanıtlaSil
  15. Yiğit'in bu kadar çabuk yumuşayacağını ve affedeceğini düşünmüyorum. Kavuşmanın şoku geçince çiftimizin arasında ciddi bir hesaplaşma yaşanacaktır.

    YanıtlaSil
  16. super bolum oldu Ozlem abla bi an oyle sandim ki Aylini kovucak odadan cok sukur ku olmadi oyle oh be rahatladim .Ellerine saqliq guzel ablam benim seni cooook seviyorum beklediyimize deydi 😍😍😍😍

    YanıtlaSil
  17. mutlu olmalarını özlemişim :)

    YanıtlaSil
  18. Muhteşem bi bölüm daha. Eline emeğine sağlık abla :)

    YanıtlaSil
  19. Yine harika bir bölümdü. Ama Aylin'e haksızlık yapıldı. Her ne kadar babada olsan,anne daha çok etkilenir. Ve Selim'in söyledikleri gerçekten sinir bozucuydu. Kısacası;Selim'i sevmedim😕😕😕

    YanıtlaSil
  20. Ellerine sağlık ♡♛♕

    YanıtlaSil
  21. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  22. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  23. Mütüşlü bir bölüm olmuş . Özlem abla

    YanıtlaSil
  24. İnanmıyorum ya nefesimi tutarak okudum resmen. Ellerine sağlık böyle muhteşem bir bölüm olacağını tahmin etmemiştim ve beklemeye diyen hatta çok değen bir bölüm olmuş

    YanıtlaSil
  25. Yine şahane bir bölümdü. Ellerine yüreğine emeğine kalemine sağlık

    YanıtlaSil
  26. Yine şahane bir bölümdü. Ellerine yüreğine emeğine kalemine sağlık

    YanıtlaSil
  27. Ayyy çok güzel olmuş ellerine sağlık ☺☺☺

    YanıtlaSil
  28. Ayyy çok güzel olmuş ellerine sağlık ☺☺☺

    YanıtlaSil
  29. Cok guzel bir bolm olmus duygulandim ellerine saglik

    YanıtlaSil
  30. Ama tam heyecanlı yerinde bitti ve iliklerime kadar aşklarını hissettim yahu 😳😳 bu ne güzel bir aşk böyle.. Üstad sen müthişsin ya! Bitmesin bu kitap!

    YanıtlaSil
  31. Ayy bolum tek kelimeyle muhtesemm dii cok guzel olmus ya cok guzelll ellerine saglikkk ❤❤❤❤💋💋💋💋😍😍😍

    YanıtlaSil
  32. .ok .ok güzel bir bölümmmm... ha ri kaa :*

    YanıtlaSil
  33. Heyyy inanılmaz güzel bir hikaye seni burada da takip etmeme değiyor teşekkürler

    YanıtlaSil
  34. Heyyy inanılmaz güzel bir hikaye seni burada da takip etmeme değiyor teşekkürler

    YanıtlaSil
  35. Bi an barisamayacakalr sandim. Ama superdiii

    YanıtlaSil
  36. Özlem abla ellerine sağlık muhtesem

    YanıtlaSil
  37. ayy bi an herşeyy kötü bitecek sandımm kalbim çarptıı ama yine herşey muhteşem olmuş özlem abla ellerine sağlık

    YanıtlaSil
  38. Özlem ablacımm ellerine sağlık gerçekten beklediğime değdi emeğine yüreğine sağlık ❤️

    YanıtlaSil
  39. Süperr olmuş abla ellerine sağlık 😋😙☺😙☺😙☺

    YanıtlaSil
  40. Yemin ediyorum aylin tam bir saf ya 😂😂😊😊

    YanıtlaSil
  41. İnsaf! Ulen ikinizi de yumurta tokuşturur gibi tokuşturacağım en sonunda!

    YanıtlaSil
  42. çok güzell bir bölümdü

    YanıtlaSil
  43. Çok güzel bir bölüm özlemciğim. Tebrik ederim canım

    YanıtlaSil
  44. Muhtesemmmmm😢😢😢😢

    YanıtlaSil
  45. Yaaaaa niye watpada yazmıyorsun böyle çok garip oluyor

    YanıtlaSil
  46. Yine cok guzel bir bolumdu ah yigit hem kendine hemde aylune eziyetten vaska bisey degildi cekip gitmen oysa birbirinize sarilarak atlatmaniz gerekiyprdu zor durumlarinizi kacarak degil.

    YanıtlaSil
  47. Yine cok guzel bir bolumdu ah yigit hem kendine hemde aylune eziyetten vaska bisey degildi cekip gitmen oysa birbirinize sarilarak atlatmaniz gerekiyprdu zor durumlarinizi kacarak degil.

    YanıtlaSil
  48. Cok güzel bi bölüm olmuş yiğitin bu tepkisini sevdim. Ters davranmadi. Kirginliğini sonra da dile getirebilir. Simdi sıkı sıkı sarilmaliydi ve öyle oldu ✌

    YanıtlaSil
  49. Mikimmil bi bölümdü ���� yeni bölüm hemen gelemez mii ������

    YanıtlaSil
  50. Süper bir bölümdü 😎 devamını dört gözle bekliyorum 👏

    YanıtlaSil
  51. Gerçekten harika bi bölüm olmuş. Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  52. Gerçekten harika bi bölüm olmuş. Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  53. Uzun söze gerek yok hayatımda gördüğüm en iyi yazarlardan birisin 👆👌👍👏👏😏

    YanıtlaSil
  54. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  55. Canım ablam çok güzel olmuş ellerine sağlık gitgide heyecanlanıyor Kitap. Bu arada hayırlı olsun bebişler geliyormuş inşallah sağlıklı ve huzurlu bir hayatın ömrün olur çocuklarında sağlıklı doğar seni seviyorum :* :*

    YanıtlaSil
  56. Canım ablam çok güzel olmuş ellerine sağlık gitgide heyecanlanıyor Kitap. Bu arada hayırlı olsun bebişler geliyormuş inşallah sağlıklı ve huzurlu bir hayatın ömrün olur çocuklarında sağlıklı doğar seni seviyorum :* :*

    YanıtlaSil
  57. Ya ya ya ya ya ya ya çok güzel ve istediğimiz gibi bir barışma

    YanıtlaSil
  58. Ya ya ya ya ya ya ya çok güzel ve istediğimiz gibi bir barışma

    YanıtlaSil
  59. Gerçekten çok güzel olmuş bence yiğit haklıydı ama tabii aylin in de haklılık payı var ellerine sağlık süper bir bölüm

    YanıtlaSil
  60. Bu nasıl bir bölümdür yahu bayıldım 😍😍😍😍

    YanıtlaSil
  61. Yaaa çok tatlılar zaten çok küs kalamazlar ki😊😊 bölüm harika olmuş 👏👏

    YanıtlaSil
  62. Yaaa çok tatlılar zaten çok küs kalamazlar ki😊😊 bölüm harika olmuş 👏👏

    YanıtlaSil
  63. Yaaa çok tatlılar zaten çok küs kalamazlar ki😊😊 bölüm harika olmuş 👏👏

    YanıtlaSil
  64. Çok bile dayanmışlar. Harikaydıııı.
    👏👏👏👏👏👏

    YanıtlaSil
  65. Çok güzel bir bölümdü ellerine sağlık yeni bölüm çabuk gelsin?

    YanıtlaSil
  66. Yine harika bir bölümdü. Yiğit... Boş yere gitmiştin. Sorunlardan kaçmak senin ikinci adınmış gibi geliyor artık. Karının yanında ol.

    YanıtlaSil
  67. Muhteşemdi eline emeğine sağlik ama sanki yiğit kukreyecekmiş gibi bir his var içimde şok tan sonra :) var oyle bir sey yazarcim neyse gorcez bol ilhamli ve sağlikli gunler

    YanıtlaSil
  68. Yorum şeysi cok aşağıda kalmıs yahu. 😁 ellerine saglık özlem abla cok guzeldi 39-40 bölümlerini burdan daha yeni buldum sırf senin icinde blog actım kitap olacak cok ta guzel olacak tekrardan ellerine sağlık seviyorum seni kötü yorumlarıda takma lütfen. 😍😍😘😘

    YanıtlaSil
  69. Cok guzeldi ellerine saglik

    YanıtlaSil
  70. Çok güzeldi ellerine sağlık 😊😊😊

    YanıtlaSil
  71. Çok güzel olmuş ellerine sağlık. Diğer bölümü sabırsızlıkla bekliyorum. Lütfen hızlı yayınla.������

    YanıtlaSil
  72. Ayy bekledigimize deydi yaa acaip guzel bi bolumdu geleck bolum de umarim en kisa zamanda gelir ellerinize yüreğinize saglik❤❤❤��������

    YanıtlaSil
  73. Ayy bekledigimize deydi yaa acaip guzel bi bolumdu geleck bolum de umarim en kisa zamanda gelir ellerinize yüreğinize saglik❤❤❤��������

    YanıtlaSil
  74. ben hayatımda b kadar güzel bir hikaye okumadım süper olmuş yeni bölümü hemen yap dayanamıcağım

    YanıtlaSil
  75. Ay cooooook guzel olmus bu bolumdeeeee :))))))) sonunda baristilar��❤❤❤��

    YanıtlaSil