: "width=1100"' name='viewport'/> ÖZLEM ÇORAPÇI AYDEMİR HİKAYELERİ: Gecemin Yıldızı 41. Bölüm xgbtipjytrul.ozlemaydemir.com.

22 Ağustos 2016 Pazartesi

Gecemin Yıldızı 41. Bölüm


                                                    “EMİN OLABİLİRSİN”

YİĞİT’TEN

İğrenç bir gün daha. İğrenç ve sıkıcı. Bu büyük yatakta Aylin’de olmalıydı. Ona sarılarak, boynundan öperek ve onunla sevişerek güne başlamalıydım. Deri bir nefes aldım ve beni bekleyen sıkıcı prosedürleri halletmek için New York’ta olan ve şirkete sadece yürüme mesafesinde bulunan Bora’nın evinde bu koca yataktan kalktım. Duş aldım. Üzerimi değişip, odamdan dışarıya çıktığımda, kahvaltı masasında oturan bora ile göz göze geldim. Lanet olsun nasıl oluyordu da dün geceki o eğlencenin ardından bu kadar zinde kalkabiliyordu. Şaşılacak şeydi. Bünyesine hayrandım. Dün akşam Bora ve buradaki patron arkadaşlarıyla dışarıya kafa dağıtmak adına çıkmış ama 1 saat içinde geri gelmiştim. Fazlasıyla içkili ve bir o kadar da kadın yoğunluğu vardı. Bora gülümseyerek,

“Günaydın kaçak” diye seslendiğinde derin bir nefes alarak,

“Günaydın pislik “ diyerek karşılık verdim. Gerçekten pislik herifin ta kendisiydi. Masaya yaklaşıp tam oturacağım esnada masaya baktım. Masada her şey vardı. Peynir, omlet vs. ama yüzümü ekşittim. Lanet olsun Aylin’in hazırladığı kahvaltıları özledim. Onun o sıcacık gülümsemesini, hazırladığı sandviçleri bile özledim. Bakışını gülüşünü özledim. Gözlerim kolumdaki saate gittiğinde saatin çoktan 8:30 olduğunu fark ettim. Türkiye saatine göre kesinlikle uyumuş olmalıydı. Derin bir nefes verip, önümdeki kapaktan bir dilim peyniri ağzıma attım. Sallama çay, lezzetsiz kahvaltı. Tamamen içimi karartmıştı. Oflarken Bora ile göz göze geldim. O keskin rahatsız edici bakışları gözlerimden bir saniye bile ayrılmıyordu ve bu beni gerçekten çok geriyordu. Pisliğin haklı olması da canımı fazlasıyla sıkıyordu.  Bora,

“Onu özlüyorsun. İçin içini yiyor ve gerginlikten öleceksin. “ dediğinde içimde bir yerler de kalbimi sıkan nefes almamı engelleyen bir şeylerin olduğunu hissettim. Kravatımı gevşetip, sert bir sesle

“Evet özledim. Lanet olasıca çeneni kapa artık. Ona çok kızgın olsam da onu deli gibi seviyorum. Evet özlüyorum.” Dediğimde küçük bir sırıtmayı beklemiyordum.  Bu gün öğrenmesi gerekeni fazlasıyla öğrenmişti. Onun için konuşmaya devam etmenin bir mantığı yoktu. Masadan kalkıp,

“Ben şirkete geçiyorum.” Dedim ve hızla yürümeye başladığımda Bora alaycı bir sesle

“Ben geç geleceğim, bir arkadaşımı almam gerekiyor” dediğine sadece derin bir nefes aldım. Gözlerine alaycı bir tavırla bakarak,

“Burada ki şirket istenilen kıvama gelmediği sürece senin İstanbul’a dönmeni onaylamaması için Hasan amcayı sonuna kadar fişekleyeceğimden emin olabilirsin. Buraya fazlasıyla yatırım yapıldı ve henüz gelişme sürecinde” dediğimde hala suratıma sırıtarak bakması katlanılacak bir olay değildi. Bora sırıtmasına devam ederek, sandalyeden kalktı. Elindeki peçete ile ağzını silip, portakal suyunun son kalan yudumunu içip yanıma kadar geldi ve

“Buradan İstanbul’a döndüğünde en azından geride işime yarayacak birkaç eleman bırak daha şimdiden 4 elemanın istifa ettiğini duydum. Üstelik tamamı hukuk departmanından” dediğinde gözlerine dik dik bakarak,

“Sadece işlerini yapmaları gerekiyor. Erkek avcılığı değil. Elemanlarını işe alırken, mesai yapabileceklere dikkat et.” Dediğimde Bora kaşlarını çatarak,

“İstifa eden tüm elemanlar 8 saat mesai yapıyordu.” Dediğinde sinirlenerek,

“mesailerini masanın sandalyesine oturarak yapmaları gerekiyor. Üstünde oturarak değil. “ diye söylendim. Bunu duyduğunda kahkaha atan Bora,

“Yiğit ve prensipler. Tamama her neyse en azından birkaç tane geride bırak” dediğinde sıkıcı bir nefes alıp verdim ve

“Nasıl biliyorsan öyle yap. “ deyip hızla yanından uzaklaştım. Pisliğin arkamdan kahkaha atmasına gri dönüm o suratının ortasına sıkı bir yumruk atmak istesem de şeytanı başımdan def edip otoparktaki aracıma binmek üzere kapıya yöneldim.
………………………………………………

İstanbul’da trafik olduğunu iddia eden insanların buradaki trafiği görmeleri lazım. Araba milim ilerlemiyor. Evden yürüyerek işyerine girmeyi deneseydim, eminim ki şu anda masamda olabilirdim.  Sıkıcı ve yorucu bir trafik vardı. Gerçi İstanbul’da da böyle hissediliyordu. Fakat o zaman arabanın içinde Aylin olurdu. Kokusu beni her zaman sakinleştirir, iyi hissettirirdi. Lanet olsun gömleğini değil parfümünü yanımda getirmem gerekiyordu. Aylin beni bu trafikte mutlu edecek gülümsetecek bir şeyi mutlaka bulurdu. Şimdi ise bu iğrenç trafikte, saçma sapan bir ülkede, sadece kendini düşünen insanların arasındaydım. Kahretsin burada ne yapıyordum ben. İçimden bir ses, bu haykırmama

“Salaklık!” diye karşılık verdi. Evet, salaklık yapıyordum. Burada resmen salaklık yapıyordum. Benim ona çok sinirli olsam da, çok kırgın olsam da Aylin’in yanında olmam gerekiyordu. Geri dönmem ve o evde onunla olmam gerekiyordu. Bu halimden kurtulmam gerekiyordu. Herkes başak gibi olamazdı. Hele Aylin hiç. O onu sevdiğime inanıyordu. Beni seviyordu. Benimle bir ömür yaşayacak ve tekrar çocuğumuz olacaktı.
……………………..
Sonunda trafikten kurtulup, şirkete girmiştim. Etrafımdaki kadınların, şehvetli ve davetkar bakışları gerçekten rahatsız ediciydi.  Parmağımdaki yüzüğü göremeyecek kadar basit insanların olması sinir bozucuydu. Onun için kimseye bakmamaya özen göstererek ofisime doğru yürüyüp,  hızla ofise girdim. Masama geçtiğimde tüm evraklara bakıp derin bir nefes alıp verdim. Bu evrakların iki haftalık işi vardı. Hemen geriye dönmek istesem de bu imkansızdı. Aylin ile beraber gelmek istemiştim. O kahredici olay olmasaydı şu anda onunla beraber burada olacaktım. Eminim ki daha önce benimle beraber Bursa’ya gelişi haricinde İstanbul’dan dışarıya çıkmamıştır. Onun içinde değişik bir seyahat olabilirdi…. Bu düşüncelerin sonu yoktu. Saat henüz 9:00 olmuştu. İşe başlayıp, bu işlerin hepsini sonuçlandırıp, hemen Türkiye’ye dönmem gerekiyordu.
…………
1 saat sonra
Bu kadar davanın olması ve bu kadar evrak kaybının olması gerçekten saçmaydı. Bora gerçekten sandığımdan da düşüncesiz davranıyordu. Aklının hala geçmişindeki hatada olduğu kesindi. Ama kendini bulmazsa önüne sunulan şansı tepebilirdi. Azra günün birinde ona bir şans vermeye karar verirse onun bu kişiliği bunu engelleyecekti. Prensibi olmayan bir adam düzeldiğini ispatlayamazdı. Bu düşüncelerde kaybolurken midemin yanmasına yüzümü ekşittim. Sabah bir şey yemediğimden kahveye yüklenmiştim. Oda sonunda midemi yakmıştı. Bu asistanın getirmesi gereken evraklar henüz gelmemişti. Zaten bitirebildiğinden de emin değildim. Sonunda kapı ürkekçe çaldığında bunun Jessica olduğunu anladım ve derin bir nefes alarak

“Gel” diye bağırdım. Birkaç saniyenin ardından kapı açıldı. Kız fazlasıyla ürkekti ve ona baktığım anda eli ayağına dolanıyordu. Onun bu saçma sapan haline dayanamadığımdan ona hiç bakmadan elindeki evrakları bırakmasını istiyorum.” Masamın yanına kadar geldiği de burnuma dolan koku ile afalladım. Aylin’e has kokuydu bu koku. Artık kafayı yiyor olmalıydım. Artık özlem fena zorluyor olmalıydı. Diye düşünürken tam önüme bırakılan sandviç ile resmen nefesim kesildi. Buradaydı. Başımı yavaşça yukarıya kaldırdım. Gözleri o yeşil cennetinde kaybolduğunda kalbim hızla atmaya başladı. Onu ne kadar özlediğimi o gözlerde kaybolduğumda anladım. Şu iki hafta da ne kadar da aptallık etmiştim. Ürkek bakışları benim ne söyleyeceğimi nasıl tepki vereceğimi kestiremediğindendi. Titrediğini fark edebiliyordum. Biraz ona işkence çektirmek hoşuma gidiyordu. Nede olsa bu ayrılığın sebebi kendisi olmuştu. Yavaşça yerimden kalkarken, refleks olarak bir adım geri gitmesine gülümsememek için kendimi zor tutuyordum. Bu tavırlarını, bu bakışlarını, bu kokusunu lanet olsun onu çok özlemiştim. Ayağa kalkmamla Aylin’in kekeleyerek,

“ Be-ben şe-y sandviç-leri -mi özlemişsindir diye düşündüm” demesini içimdeki arzular ve bedenim dayanamayarak aradaki mesafeyi kapatıp onunla burun buruna geldim. Ciğerlerime dolan kokusunu daha da içime çektim. Bu koku fazlasıyla baş döndürücüydü. Resmen bağımlı gibi kendine hapsetmişti. Tekrar gözlerimi açmamla Aylin’in bakışlarına hapsolmam bir olmuştu. Kontrolüm dışı kelimeler ağzımdan

“Özlediğim sandviçlerin değil” diye bir cümle çıktığında, bakışlarım dudaklarına kaydı. Dolgun, titrek ve davetkar. Titreyen sesi ile tekrar

“Ne?” diye sorduğunda artık dayanamayacağımı fark ediyorum. Ellerim kontrolsüzce beline dolanıyor, onu hızla çekip dudaklarım özlediğim dudaklar ile buluşuyor. İşte bu. Özlediğim buydu. Bu dudaklar, bu ten, bu koku, bu ses ve bu masumluk. Her biri ayrı ayrı özlenmeye değerdi. Tüm bedenim canlanmasına yetecek kadar arındırıcı, tüm ruhumu iyileştirecek kadar huzurlu. Büyülü bir tattı dudaklarındaki. Bağımlısı olduğum bir büyü. Onu nefessiz kalana kadar öpüyorum ve dudaklarımı dudaklarından çekmemek adına resmen savaşıyorum.  Elleri boynuma dolanırken, ciğerlerimin nefessizlikten yanmaya başladığını hissediyorum. Onunda aynı acıyı çekeceğini fark edip dudaklarımı dudaklarından zorda olsa ayırıp, gözlerim kapalı bir şekilde alnımı alnına dayıyorum. İkimizde nefes nefeseydik. Anın verdiği şokla

“Aylin” diye fısıldıyorum.  Bu inanılmaz bir şeydi. Kontrol manyağı biri değildim ama nerede durmam gerektiğini her zaman bilir ve kendimi kontrol edebilirdim. Bu nedense bu hatunda işe yaramıyordu. Ben hayatımda bedenimin bu şekilde hissettiğine hiç tanık olmamışım. Ruhum canlanmıştı resmen. Gözlerimi açmamla gözleri dolu dolu olmuş bana bakan Aylin ile karşı karşı ya kaldım. Lanet olsun bir hatuna ağlamak bile yakışır mı? Ağlamak bile bir kadında bu kadar hoş, bu kadar seksi durur mu? Benim hatunumda dururdu. Ellerim belinden yüzüne çıkarken, yüzlerimiz arasında bir boşluk bırakarak gözlerine baktım. Aylin titreyen sesi ile

“Yiğit özür dilerim  ben..” dediğinde ne söylemek istediğinin farkındaydım. Onun için hızla dudaklarına bir öpücük daha bırakıp susmasını cümlesini tamamlamamasını sağlıyorum. Bu durumda ikimizde haksız ve hatalıyız. O odayı kaldırırken hata yaptı. Ben ise Amerika’ya kaçmakla hata yaptım. Onun için onun o melek ama yorgun yüzüne gülümseyerek,

“ikimizin de aptal olduğunu söylüyor, bu konuyu burada kapatıyorum güzelim. Üstelik açılmamak üzere kapatıyorum. Anlaşıldı mı?” diye soruyorum. Yorgun yüzü şaşkınlık ifadesine büründüğünde kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum. Bu halimi belli etmiş olmalıyım ki çatılan kaşları ile

“Tam bir çelik adamsın. İlla kabuğunu kırman için buraya gelmem mi gerekiyordu? Anladın madem neden aramadın? Neden bir tepki vermedin? İki haftadır içimin nasıl yandığını biliyor musun?” dediğinde bu çemkirmeye daha fazla dayanamayıp, dudaklarına ateşli bir öpücük bırakıp susturdum.  Sesi bir anda kesilen Aylin, sıkıca yumduğu gözleri ile gerçekten muhteşem görünüyordu. Dudaklarımı dudaklarından ayırdığımda, gözlerine şehvetle bakarak

“o yangını söndürebileceğimden emin olabilirsin güzelim” dedim. O yeşil cenneti kocaman büyüyerek açıldığında bedenimin huzurla dolduğunu hissettim. Mutluluk ilacı gibiydi. İçince ağrın kesilen ilaçlar gibi, kana karışan uyuşturucu gibi. Tam bir aşktı. Bu hatunu gerçekten seviyordum. Ve bu bakışlarıyla beni huzura boğan hatunda beni seviyordu. İlkti. Karşılıksız, sadece ben seven bir aşk…
Gözlerime şaşkınlıkla bakan Aylin’in kolunu kavradım ve uykusuzluktan ölmek üzere olan bedenini dinlendirmek adına eve götürmeye karar verdim. Tam kapıyı açıp, dışarı çıktığım anda karşılaştığım ve pislik sırıtmasıyla gözlerimi gözlerine diktim. Tam bir gıcıktı. Tam bir serseriydi ve tam bir dosttu. Bu yaptığına bir misilleme yapacağım kesindi. Fakat şimdi bir şey söylemeden karşısından gitmem imkansızdı. Onun için Aylin’in eli elimde Bora’ya doğru eğilip,

“İstanbul’a döndüğünde, Azra’nın karşısındaki çırpınışlarını zevkle izleyeceğim kardeşim. Ve o günleri sabırsızlıkla bekliyorum.” Dediğimde o keyifli sırıtışının solması tamamıyla zevkli bir duyguydu. Hatta mükemmeldi…. Aylin elimi sıkarak,

“Yiğit!” diye haykırırken ona dönerek,

“Söyle hatun?” dediğimde yutkunmasının verdiği zevkse paha biçilemezdi. Anlık duraksamanın ardından hızla kendine gelerek, Bora’ya dönerek,

“Aslında Yiğit’e kızmıyorum o masum kız her ne yaparsa hak ediyorsunuz. Hem de sonuna kadar. Umarım sizi fena süründürür.” Dediğinde kahkaha atmamak için kendimi resmen tutmak zorunda kalmıştım. Bora ağzı açık Aylin’e bakarken gerçekten şokta olduğunu fark etmiştim. Bakıları şoktan çıkıp beni bulduğunda inanama bir ses tonuyla,

“çeneni tutman gerekiyordu Yiğit.” Dediğinde ellerimi havaya kaldırarak

“Sanırım ama durumlar birden gelişti. “ dediğimde Bora hızla

“Arkadaş olmamaları sağla.” Dedi ve Aylin’e dönüp,

“Şirket dışında sadece Bora demen yeter mi demiştim?” diye sordu ve ardından hızla

“Unut gitsin Aylin kesinlikle patronun muşum gibi davran. Azra’yı kurmaya kalkmayın canınıza okurum haberiniz olsun.” Dediğinde onun o çocuksu siniri kelimenin tam anlamıyla komediydi. Hele ki Aylin’in ellerini beline yerleştirerek.

“O kızın gözlerindeki gücü gördüm ben. Sizi karşısında gördüğü anda bize gerek kalmayacak ve sizi gerçekten süründürecek. “ dediğinde konunun daha uzamasına izin vermeden Aylin’i kolundan çekmeye başladım. Ama Aylin pes etmezcesine

“Hiç ama hiç sizden beklemezdim yani “ diye devam ediyordu ki bunun böyle olmayacağına karar verip onu o anda omzuma attım. Ağzından çıkan tek şey ise çığlığı oldu. Ardından da kanımın kaynamasını sağlayan sesiyle

“Yiğit!!!” diye haykırmasıydı….






   



 
























84 yorum :

  1. Harika ellerine sağlık ablacim☺😊😚

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Abicim zaten wattpadden buraya kaçtı:D

      Sil
    2. Abicim zaten wattpadden buraya kaçtı:D

      Sil
  2. Müthişsin :-D:-);-) elleerine sağlık ;-):-)

    YanıtlaSil
  3. Çok guzel olmus ellerine saglik

    YanıtlaSil
  4. Ayy yerim yha mükemmel bir bölüm Özlem Abla :D

    YanıtlaSil
  5. Ellerine sağlık ablam 😊😊

    YanıtlaSil
  6. Ellerine sağlık ablam 😊😊

    YanıtlaSil
  7. Süper bir bölümdü Emeğine sağlık...

    YanıtlaSil
  8. Süper bir bölümdü Emeğine sağlık...

    YanıtlaSil
  9. Gülümsemekten yanak kaslarım ağrıdı ellerine sağlık

    YanıtlaSil
  10. Superdi yine yigitin agzindan okumayali baya olmustu ozlemisim iste ya deliler kacarak degil konusurak anlasilacaginini hep sonradan anliyorlar

    YanıtlaSil
  11. Yine ve yine harika bir bölüm olmuş. Ellerine sağlık ablacım.

    YanıtlaSil
  12. Yiğit beni şaşırttı doğrusu. Ben Aylin ile barışmadan onu biraz süründürür diye düşünmüştüm. Aşk Yiğit gibi bir adamı bile böyle yumuşatmış

    YanıtlaSil
  13. Yiğit beni şaşırttı doğrusu. Ben Aylin ile barışmadan onu biraz süründürür diye düşünmüştüm. Aşk Yiğit gibi bir adamı bile böyle yumuşatmış

    YanıtlaSil
  14. Uffffffffff çok güzeldi ya

    YanıtlaSil
  15. Ellerine sağlık :)

    YanıtlaSil
  16. Uffffffffff çok güzeldi ya

    YanıtlaSil
  17. Allahim superdi yine her zman ki gibi muhtesemsin ablacim ellerine saglik ayrica kitap olacagi icinde cok mutluyum ellerime alacagim gunu sabirsizlikla bekliyorum...

    YanıtlaSil
  18. Mükemmel bir bölümdü ellerine kalemine sağlık yazarcım

    YanıtlaSil
  19. Harika ötesi bir bölümdü abla ellerine sağlık :)

    YanıtlaSil
  20. Her zamanki gibi şahane bir bölümdü. Yüzümde gülümseme ile bölümü bitirdim. Ellerine yüreğine emeğine kalemine sağlık

    YanıtlaSil
  21. Çok güzel ya 😊😊😊👏👏👏

    YanıtlaSil
  22. Yiğittttttt allahım nasıl da tatlı bir adam

    YanıtlaSil
  23. Yiğittttttt allahım nasıl da tatlı bir adam

    YanıtlaSil
  24. Ah, gerçekten çok güzel olmuş ellerine sağlık Özlem abla

    YanıtlaSil
  25. Müthiş olmuş özlem abla ama bölüm yine merak uyandırıcı bir yerde kesmişsin😂😁neyse ellerine sağlık😊😊

    YanıtlaSil
  26. Özlem abla bölüm süperdi valla :)

    YanıtlaSil
  27. Özlem abla bölüm süperdi valla :)

    YanıtlaSil
  28. Ellerine sağlik Özlem abla bolum tek kelimeyle harikaydi

    YanıtlaSil
  29. Sanırım hangi kitap olursa olsun ne kadar okursam okuyayım Azra ve Bora sahneleri benim için çok özel olacak 😊 tabi bölümün güzelliği ve Yiğit'in anlatımı da ayrı bir güzel 🙏😄😘

    YanıtlaSil
  30. Sanırım hangi kitap olursa olsun ne kadar okursam okuyayım Azra ve Bora sahneleri benim için çok özel olacak 😊 tabi bölümün güzelliği ve Yiğit'in anlatımı da ayrı bir güzel 🙏😄😘

    YanıtlaSil
  31. Ve yine kalp krizi geçirmeme sebep olan bir bölüm sen gerçekten harika bir yazarsın şuanda varya ciddi anlamda ağlıyorum her ne kadar kitapta olsa o Kadar iyi yansıtıyorsunki duyguları gerçekten yaşıyormuş gibi oluyor eline emeğine yüreğine sağlık😘😘😍😍😍:*:*

    YanıtlaSil
  32. Ve yine kalp krizi geçirmeme sebep olan bir bölüm sen gerçekten harika bir yazarsın şuanda varya ciddi anlamda ağlıyorum her ne kadar kitapta olsa o Kadar iyi yansıtıyorsunki duyguları gerçekten yaşıyormuş gibi oluyor eline emeğine yüreğine sağlık😘😘😍😍😍:*:*

    YanıtlaSil
  33. Ya güzeldi �� ama yazım hataları

    YanıtlaSil
  34. supeeeerrrr ela ellerive saqliq bitanem oh bee sonunda barisdilar icime su serpildi

    YanıtlaSil
  35. Süper bi bölümdü����

    YanıtlaSil
  36. Ahh muhtesemm yigittt hayranim once boraya sonrada bu adamin askina

    YanıtlaSil
  37. Ahh yiğit yaaa ...♥♥♥♥

    YanıtlaSil
  38. Superdiii superdiii ozlemisim bu hallerini Ayy yigitin hatunum deyisine bayiliyorum 😍😍😍

    YanıtlaSil
  39. Superdiii superdiii ozlemisim bu hallerini Ayy yigitin hatunum deyisine bayiliyorum 😍😍😍

    YanıtlaSil
  40. Özlem abla bölüm efsaneydi ama 'yapıyorum, fısıldıyorum' demen biraz garip geldi çünkü diğer kitaplarında yoktu ve öyle alışmıştım. Gene sen bilirsin :) ♡♡♡

    YanıtlaSil
  41. Harika olmuş özlem ablacım çok tatlılar bunlar ama

    YanıtlaSil
  42. Harika olmuş özlem ablacım çok tatlılar bunlar ama

    YanıtlaSil
  43. Tek kelimeyle mükemmel muhteşem harikaydi ellerine sağlık özlem ablacım.yeni bölümü sabırsızlıkla bekliyoruz.

    YanıtlaSil
  44. Allah'ım cok tatlilar ama yaaa °·° ellerine sağlık yazarcım :))

    YanıtlaSil
  45. Ya bizimkisi kocaysa bu yiğit ne allahım bu hayaldekinin gerçeği var mı acaba :):):)

    YanıtlaSil
  46. Çoksel olmus da aklima o anda super bir fikir geldi.Aylin odaya daldiginda yigitin kucagina zorla oturmus olan kadini gorur vee bu sefer sururnen yigit olurr hddhdhbdnd

    YanıtlaSil
  47. ♡♥♡♥♡♥♡♥♡♥♡♥♥
    Kalemine yüreğine sağlık

    YanıtlaSil
  48. Yine ve yine harika özlem abla ❤

    YanıtlaSil
  49. Harikasin emeğine sağlık

    YanıtlaSil
  50. Harikasin emeğine sağlık

    YanıtlaSil
  51. Ellerine sağlık harikaydı yine :)))

    YanıtlaSil
  52. Yiğit Allah seni nasıl biliyorsa öyle etsin enişte!

    YanıtlaSil
  53. Bayılıyorum bu kitaba ya her zamanki gibi muhteşem fakat bir yerde sanki sizin anlatımınız değilmiş gibi yazmışsınız yani Yiğit yaşamıyorda başkasına anlatıyor gibi ya da ben öyle düşündüm bilmiyorum ama tek bildiğim sizin bu kitaplara aşık olmaktan gerçek hayatta aşık olamıyorum :(

    YanıtlaSil
  54. Burda bitirilir mi Özlem abla yaa?

    YanıtlaSil
  55. Emeğine sağlık yazarım:-)

    YanıtlaSil
  56. Burda bitirilir mi Özlem abla yaa?

    YanıtlaSil
  57. Güzel bir bölümdü fakat gözlerim ağrıyor bu yazıları biraz daha büyütebilir misin abla ben gözlük kullandığım icin ve sadece geceleri okuyabildiğim için pek nt görmeiyorum da ama büyük olursa sevinirim

    YanıtlaSil
  58. Muhteeeeşşşşeeeemmmmmm😊

    YanıtlaSil
  59. Muhteeeeşşşşeeeemmmmmm😊

    YanıtlaSil
  60. bu sırtına atıp kaçırma anlarını çok seviyorum ya

    YanıtlaSil
  61. Çok güzel ellerine sağlık😘

    YanıtlaSil
  62. Çok güzel ellerine sağlık😘

    YanıtlaSil
  63. Sonunda noldu anlamadım ��❤Ama süperr bölümdüü

    YanıtlaSil
  64. Süperdiiiiiiii, harikasıın!! ❤️❤️❤️

    YanıtlaSil
  65. Çok güzel bir bolumdu

    YanıtlaSil
  66. Allahım ne güzel bir bölüm. Biraz geç okudum ama değdi

    YanıtlaSil
  67. Ya muhtesem bi bolum yine yb bekliyorummm

    YanıtlaSil
  68. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  69. Teşekkürler ellerine sağlık

    YanıtlaSil